24 Haziran 2009 Çarşamba

Ruth Rendell, Ölüme Giden Yol



her zamanki benzer maymun iştahlılığımla, başladım artık bitireyim modu ile saldırıp bir arkadaştan ödünç aldım bu kitabı.

duygusal okur. yazarı bir kere sevmeye karar vermeyegörsün...

gerçi oldum olası aynı yazardan peşpeşe okumayı severim. sanki bu şeklide daha çok haz alınır yazdıklarından, kitabı okurken etrafımızda oluşan sabunköpüğü kırılganlığındaki dünya sanki peşpeşe okuyunca pekişir iyice de, gerçek hayatın herşeyi unutturan, herşeyden uzaklaştıran baştançıkarıcılığına daha zor yenik düşeriz. gibi.
mutlaka bir "bunu da bitireyim" kaygısı da var. bu yazarı da yani... eh okuduğum kişilerin çokluk ölü olduğu düşünülecek olursa, bunu becermek de mümkün görünüyor. (aman haşa, Ruth Rendell henüz hayatta, '30 doğumlu kendisi)

gelelim Ölüme Giden Yol'a, özellikle önereceğim bir kitap değil. hatta oldukça yavan. öykü basit, kurgu da öyle. e tabi günümüzde polisiye, ya da gerilim beklentilerimizin çıtaları çok yükseldi diyebilirim. yine de bu savunma bence kitabı kurtarmıyor.

fakat bu demek değil ki kötü bir kitap ve bitirene kadar canım çıktı. hayır hiç öyle değil. sadece hani "harikulade, illa okuyun" diyemiyorum. "cazip" değil. her zamanki gibi ruth ablamızın ağır, kişilerin "an"larda düşünüp, hissettiklerini ön plana çıkaran anlatımı romana hakim. kahramanın basit bir aile babası olması, kızları ile ilişkileri, karısına duydukları, herşey neredeyse "gerçek hayat sıradanlığında". hani etrafa biraz içimizden seslendirerek baksak, göreceğimiz yine bu, neden okuma "zahmetine" girmeli ki? denebilir.

ve bir de çok alıştık biz kahramanın "bir bildiği"nin olmasına. fakat burada Wexford (kahramanımız) gayet senin benim gibi. yanlış yollara sapabiliyor, içinde doğmuş olanın beklentisi karşılıksız çıkabiliyor. hepimiz gibi. zekası, tecrübesi ve değer sisteminin tutarlılığı belki onu bizden ayıran. daha ilahi bir hale ile donatmıyor onu yazar

konudan hiç bahsetmemişim.
mmm, bi kere bulunan bir genç kız cesedi var. bu bir alman turist. sonra bir de yapımına başlanmakta olan bir çevre yolu var. kitap 1997'de yazılmış. bu yüzden günümüze yakın ögeler var. çevreye hassas gruplar, az da olsa cep telefonu kullanımı...
evet çevreyolunun yapımı büyük tepki toplar, çeşit çeşit çevreci örgüt gelerek protestolar ve engelleme çalışmaları yapar. bu sırada kimliği belirsiz kişilerce, birbiriyle hiçbir bağlantısı (pardon içlerinden 2si karıkocadır) olmayan 5 kişi kaçırılır ve çevreyolu inşaatının durdurulması istenir. kaçırılanlar arasında bu davaya bakacak olan polis ekibinin başındaki Wexford'un karısı Dora da vardır...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder