21 Aralık 2010 Salı

aradan geçen bunca zaman...

ah geri dönmek istememekle birlikte, şu listeleme ve kayda geçme halet-i ruhiyesine teslim, son bloğumdan beridir okuduklarımı sadece kitap+yazar olarak yazıp üzerimden atmak istiyorum.

sonra bakalım zamanla neler olur.
zaman sırası. kaçınılmaz. (bkz.fena halde başak)


henning mankell - ateşin gizi
henning mankell - yanlış yol
henning mankell - kızıl tetik
jamil nasır - düşler kulesi (islami cyberpunk:) bayıldımmmm!!
roberto artl - yedi deliler (cortazar pek severmiş bu adamı. leziz)
doris dörrie - daima ve sonsuza dek (nooooooooo! plaj kenarı ancak, kitapsız zamanlara)
laurent botti - kova burcu gecesi
georges bataille - annem
arturo perez-reverte - flaman tablosu (meğer filmini izlemişim keyifle zamanında)
eduardo mendoza - genç kızlar labirentinin esrarı (bir haylazlık var bu adamda. matrak tüm ciddiyetiyle sakin sakin)
arturo perez-reverte - güneyin kraliçesi (buradan arturoyu sevdiğimi tüm dünyaya bağırmak istiyorum. imza marizabel...)
antonio munoz molina - dolunay
en güzel hayalet hikayeleri
dost körpe derlemiş - çağdaş korku öyküleri (iyi seçki)
peter esrerhazy - bir kadın (baygınlıklar geçiriyordum. hoş alıntılar varsa da... cık)
sandor marai - yürek yangını (neffffffiiiiiiiiiiisssss)


işte böyle.

bu hafta kitaplığa gidip yeni birşeyler bakıla. internetlendiğime göre, bundan gayri şöyle keyifle de yazıla. kafamda kimsecikler yok. latin okumaya devam etmek istiyordum, ama bir yanım eski komünistlerin yeni şeylerini kurcalamak da istiyor. bir yanım ülke ülke, tanımadan bilmeden rastgele yazarlar seçmek, bir yanım şu bi türlü okumadığım çok bilindik adamlar okumak (mark twain, capote, joyce, austin ve birçokları) bitarafım poliseyesiz asla diyor, öbür tarafım bilimkurgudan kopma diye bağırıyor. haftaya en fazla iki kitap sığıyor. rüyalarımda bile okuyabilmek, mümkünse kitap okuyarak para kazanabilmek istiyorum...

bakalım neler olur.