18 Haziran 2009 Perşembe

J.G. Ballard, Güneş İmparatorluğu


2. dünya savaşı. jamie, refah içerisinde şangay'da yaşamakta. zengin bir ingiliz ailenin çocuğu. şoförleri, hizmetkarları, Packard marka bir arabaları var. yüksek hayal gücü olan, uçaklara meraklı bir çocuk.


japonların Pearl Harbour baskınından sonra Şanghay'ı ele geçirmesiyle kendisini hastanede bulur. ailesine ulaşamaz. hastaneden kaçar, evine gider ancak kimse yoktur ve eve ondan önce gelinmiştir. ortalık darmadağınıktır. bir süre orada kalıp ailesini bekler, ve başka terkedilmiş evlere girip çıkarak konaklar, kilerlerindekilerle beslenir ancak etrafındaki tehlike artmaktadır ve en büyük tehlike de açlıktır.
bundan sonra teslim olmaya çalışır ki bu da hiç kolay değildir. kimse sorumluluğunu almak istemez, görmezden gelinir, itilir kakılır. en sonunda bir toplama kampına alınır ve savaş bitene kadar 3 yıl burada kalır. ancak savaşın bitmesiyle gökkuşakları ve mutluluk gelmez, savaş sonrası kargaşa da bir süre için en az savaş zamanı kadar tehlikeli olacaktır.

evlerinin bahçesindeki boş havuzun içerisinde.


savaşla ilgili kitapları pek sevmem. ne de filmleri. ancak bunda duygusallığa pek yer verilmemiş, yoksa okuyana kadar litrelerce gözyaşı dökmek zorunda kalırdım. ama hayır, en acıklı durumlar bile çok yalın anlatılmış. jim'in ölümlere, cesetlere, tüm diğer görmek duymak, hayal etmek bile istemediğimiz şeylere yaklaşımında da ajitasyonun a'sı yok. atmosfer dehşete düşürücü ve bazen de tiksindirici. okuyan için işler zorlaşabiliyor. özellikle birşeyler atıştırarak okumayı seviyorsa.

ballard'ın benim okuduğum kitaplarına göre çok farklı bu. çok fazla gerçek, hatta fazla somut. ballard tüm ballardlığını jim'in kafasında sınırlamış. orada bile kendini çok dizginlemiş olmalı çünkü hayaller kopup gitmiyor, yaşama, hayatta kalma telaşı içerisinde, algılarla duygular arasındaki kısa cümlelerde ışıldayıveriyorlar.

kitap boyunca jim'e acımaktan kendimi kurtaramasam da bir yanımla ona sonuna kadar güvendim. öyle güzel bir karakter ki, hani jim'i anlatan başka kitaplar da olsun istiyorum. Eh aşağıdaki bilgilere bakarak ballard'ın kitaplarını her okuduğumda Jim'e tanık olduğumu da söyleyebilirim sanırım...

vikipedi'den alıntı:

James Graham Ballard (15 Kasım 1930 - 19 Nisan 2009) Şanghay'da doğan İngiliz asıllı bilimkurgu yazarıdır. Bilimkurgu edebiyatta teknoloji tapınmacılığına karşı çıkan Yeni Dalga'nın seçkin temsilcilerindendir.

Ballard ve ailesi Pearl Harbour baskınından sonra diğer yabancılarla birlikte bir sivil tutsak kampına gönderildi. 1942 yazından savaşın bitimine kadar burada kaldılar. Ballard, tutsak kampında yaşadıklarını temel alarak 1984'te Güneş İmparatorluğu (Empire of the Sun) adlı kurmaca kitabını yazdı. Bu kitap daha sonra Steven Spilberg tarafından beyazperdeye uyarlandı (1987). Bilim ve teknolojiye karşıt tutumunun şekillenmesinde, bu dönemdeki tutsaklar kampı, savaşın meydana getirdiği yıkım ve felâket gibi dramatik tecrübelerin büyük etkisi olduğu düşünülür. Özellikle atom bombasının meydana getirdiği fâcia, Ballard'ın eserlerinde kıyamete özgü felâketlerle imgesini bulur.


Filmi duymuştum ama izlememiştim (eh izlemek farz oldu şimdi) imdb deki linki için:
http://www.imdb.com/title/tt0092965/


hem de christian bale oynuyormuş. son dönemin yükselen yıldızı, bak seeeen. John malkovich de varmış. mmm.






3 yorum:

  1. Christian Bale'in ilk filmi yanlış anımsamıyorsam. Bir çocuk oyuncu olarak inanilmaz bir performansı var ve üstelik karşısındaki aktör John Malkovich!

    Ankara Mahpusu
    http://ankaramahpusu.blogcu.com/

    YanıtlaSil
  2. bahsetmemişim galiba, ben filmi görmedim! ama görülecek illa ki:) yalnız bu fotoğrafları falan alıntılarken öyle sağlam canlandı ki kareler gözümde, yorumuna az kalsın filmi izlemişim gibi bir cevap yazacaktım!

    YanıtlaSil
  3. Unutulmaz eserler arasına girmiş harika bir film

    YanıtlaSil