9 Ocak 2011 Pazar

temel parçacıklar, michel houellebecq




michel beyler bu seneki goncourt ödülünü kaptılar. La carte et le territoire isimli kitapla. ingilizceye "the map and the territory" diye çevrilmiş. türkçeye şöyle çevrilebilir gelecekte, eğer çevrilirse, harita ve bölge.

neyse, mevzuya goncourt ödülüyle başlamamın sebebi şudur. genelde bu ödülü almış yazarlar beni hep mesut etmiştir. kendime yeni bir kitap ararken de baktım houellebecq de bu sene almış ödülü, dedim şunun kitaplarından birini okuyayım bari.


azıcık adamdan bahsedeyim. şimdiye kadar 5 romanı var. ilk ikisi türkçeye çevrilmiş. ilki kuşatılmış yaşamlar.
ikincisi de bu, benim okuduğum temel parçacıklar. beşinciyle de kapmış zaten ödülü. şiir kitapları çıkmış, lovecraft'ın biyografisini yazmış, birçok makalesi var falan filan.
temel parçacıklar çok yorucu. bir yanda bilim felsefe, sosyoloji, psikoloji, mantık; diğer yandan neredeyse beatnik hafiflikte bir kurgu akıp gitmede dolaşık bir şekilde. bol paralı hippi annenin başından atılmış iki üvey kardeş (birbirlerinden 13ünde haberdar olurlar) tamamen farklı şekilde tek bir şeyden muzdariptirler. seks. biri asosyal ve determinist bir gençlik, diğeri taşakoğlanı da diyebileceğimiz, yaşıtı zorbalarca en iğrenç işkencelere maruz kalmış bir hiper ezik. zihninde sadece seks ve ona ulaşmak var ancak bunun imkansızlığına inandığı için kitapta milyon defa mastürbasyon yapmasına tanık oluyoruz. bu bruno. diğeri michael, tamemen aseksüel. arzu ve hazza çok uzak. biri sürekli seksi düşünür diğeri ise asla düşünmezken ikisi de empati kuramayan, insanlarla iletişimi beceremeyen, bir anlamda sosyopat karakterler oluyorlar. biri çükü kalkmaz hale gelmeden mümkün olduğunca seks yapmaktan başka bir şey düşünemez (üstelik seks de yapamazken) diğeri seksi üremeden ayırmanın etiğini ve imkanlarını araştırma yolunu seçiyor. bakalım kitabın arka kapağında benim bu dediklerim yazıyor muymuş...

Michel son derece determinist kafa yapısına sahip bir biyologdur. Sevgiyi tanımamıştır. Cinsel yaşamındaki eksiklikleri alışveriş ederek, sakinleştiriciler kullanarak, laboratuvarında araştırmalar yaparak gidermeye çalışmaktadır. Bir noktadan sonra araştırmaları dünyanın çehresini değiştirecek bir aşamaya varacaktır. Bruno ise umutsuz bir cinsel haz arayışı içindedir. 68'lilerin kurduğu bir kampingde geçirdiği günler yaşamını değiştirecek midir? Belki de bir gece jakuzide karşılaştığı davetkar kadın ona mutluluğu yakalamanın yolunu gösterebilir. İki üvey kardeş, karmaşık ailevi ve duygusal yaşantılarıyla, eğer bir değişimin habercisi değilseler, Batı'nın kendi kendini yok edişinin kusursuz birer örneğini oluşturuyorlar. (Arka Kapak)

Türkçe (Orjinal Dili:Fransızca) 350 s. -- 3. Hamur-- Ciltsiz -- 14 x 20 cm İstanbul, 2000 350 s., 1. Basım; Aralık 1999, 2. Basım
Ödüller:
Grand Prix National des Lettres 1998 Novembre Ödülü




ahha, bu da ufak çapta bir ödül almış.

neyse kurcalarken nette dur kitabın kapağını bulayım falan derken bir de baktım almanlar filmini çekmemiş mi. aha da imdb linki:

Elementarteilchen




bakınız bizdeki ve almanlardaki ve hatta fransızlardaki film afişi böyleyken enteresan yaklaşımla birleşik krallıkta (ingiltere de denir) aşağıdaki afiş kullanılmış, isim de atomised olarak değiştirilmiş. enteresan değil mi?



kitapta da döne dolaşıla değinilen bir anı şu şekilde kesilip alınmış filmden, derhal yapıştırayım:
bruno ön sırada oturan öğrencisi ile bir şansı olabileceğini düşünür ve bir ders çıkışı öğrencisi oyalanınca şansını denemeye karar verir.



ancak kızımız kalkıp gitmek niyetindedir.



bunun üzerine bruno aletini çıkarmak ve mastürbasyon yapmak gibi bir uğraşa girişir. kitapta kız onun bu acizliğine kahkahalarla güler, filmde ise ağırbaşlı bir şekilde incinmiş bir ifade ile çekip gider. (kitapta kız arap kökenlidir ayrıca)

dediğim gibi sıksık bu kareye gönderme yapılacaktır kitapta. hatta bruno'nun ilk gençlik yıllarında bir sinema macerasıyla da özdeşleşecektir zihninde.

neyse neyse. filmi indirdim ancak bir kitabı okur okumaz filmini izlemek çok zormuş, izleyemedim. biraz unutayım kitabı öyle. bu arada filmin +18 olarak gösterildiğini de söylemek lazım.

kelimeler kifayetsizi, kurcalamacaya benzetmemek adına, lüzumsuz bilgiyi burada kesip şahsi görüşüme dönecek olursam, bir michel houellebecq daha okumak benim için çok uzak ihtimal. hızlanıp yavaşlayan, tuhaf bir ritmi vardı kitabın ve bir sürü bilimsel üst düzey bilgiyle de ağırlaşmış geldi bana (fazla polisiye okumaktandır dediğini duyabiliyorum)

bir ekşisözlük alıntısı yapayım:
"en kısa yoldan, bilim ve teknik'in yayınladığı porno hikaye olarak değerlendirilebilecek garip bir edebiyat eseri.
kitabın %50 si bilimsel ve anlamadığım terimlerle, %25’i emme-gömme tabirleriyle dolu. kitabın sadece dörtte birinde michel houellebecq’in yazım gücüne tanık olunabiliyor."

hak vermedim değil:)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder